Kuşadası’nda akşam yemeği için şehirde pek çok yer var, ama çoğunluğu kebapçılar, fast foodlar, “Dünya mutfağı restaurant” ları. Nezih ortam ve iyi deniz ürünleri için mutlaka marinaya gitmek gerekiyor diye düşünüyorum. Marinada “Be-bop” restaurantın yemeklerini çok beğendik. Bir sonraki sefer de mutlaka gideceğiz gibi gözüküyor. Özellikle mezgiti çok güzel yapmışlardı.
Kahvaltı için de Kirazlı Köyü’nde köy kahvaltısı beğendiklerimiz arasında. Kirazlı köyü, Kuşadası’nın içinden 10 km kadar uzakta yeşillikler için bir köy. Eski adı Küplüce imiş, çok güzel küplüce sızma zeytinyağları var. Köy, hem ismini değiştirmiş hem de organik tarım ile turizme açılmış. Köyün çıkışında Kirazlı Köy Sofrası’nda, Kiraz ağaçları altında kerevetlerde muazzam bir gerçek köy…
Şirince, Selçuk’a 8 kilometre uzaklıkta tepede, yemyeşil bir ortamda adı gibi şirin köy. Eski adı olan Çirkince’yi değiştirdikten sonra turizmi keşfetmiş bir köy. Bütün köy halkı turizmin hizmetinde, nerdeyse herkes evini pansiyona, cafeye çevirmiş, bunu yapamayanlar köşelerde çeşitli ürünler, seramik eşyalar satıyor. Köyün en meşhur özelliği meyve şarapları. Köye girdiğiniz gibi adım başı bir şarap…
Doğan Bey Köyü, Söke’den çıktıktan sonra Priene, Milet harabelerini geçince yer alan Rumlar tarafından 1900’lerin başında terkedilmiş bir köy. Köy, biz gittiğimizde terkedilmiş gibiydi, herhangi bir hareket yok, vakit geçirmek amacıyla yapılacak bir aktivite imkanı da yok. Ancak kendine özgü bir mimariye sahip ve ileride Şirince kadar ünlü olabilir. Şimdilerde restore edilip satılan evlerin taliplileri…
Yıllardır Kuşadasına gideriz ama hiç içinde kalmamıştık. Bu gidişimizde otel olarak, hep önünden geçtiğimiz Öküz Mehmet Paşa Kervansarayında kalmayı tercih ettik. Bu kervansaray, 1618 yılında deniz saldırılarına karşı, zamanın sadrazamı Öküz Mehmet Paşa tarafından yaptırılmış, çok hoş sıradışı bir yapı. En az bir metre genişliğinde taş duvarlardan oluşuyor. Çift katlı bir yapı, ortada avlusu var,…